MAHREMİYET EĞİTİMİ

 

Mahremiyet eğitimi; gelişimsel süreç içinde çocuklara kazandırılması gereken en önemli konulardan biridir. Bahsettiğimiz diğer konularda olduğu gibi bireylerin hayatında önemli etkilere sahip olan okul öncesi dönem, çocuklarda mahremiyet bilincinin de gelişmeye başladığı dönemdir. Dolayısıyla bu dönemde verilecek mahremiyet eğitimi; doğru ve sağlıklı bir mahremiyet bilincinin oluşmasını da destekleyecektir. 

Mahremiyet eğitimi; kişisel alan, sınırlar, özel bölgeler, iyi ve kötü dokunuşlar gibi son derece kapsamlı bir süreci içine alır. Bu nedenledir ki mahremiyet eğitimini yalnızca cinsel eğitim ile sınırlayamayız. 

Kişisel alan ve sınır gibi kavramların çocuklara kazandırılması beraberinde pek çok kazanımı da getirecektir. Mahremiyet eğitimi alan çocukların kendilerinin ve çevrelerindeki diğer insanların sınırlarının farkında ve bunları koruyan çocuklar olduklarını gözlemleyebiliriz. 

 

Başta da bahsettiğim gibi oldukça kapsamlı bir süreç olan mahremiyet eğitiminin temelleri ailede atılır. Çocuklarımızda mahremiyet bilincini oluştururken sözel ve davranışsal tutumlarımızla rol model olmak son derece kıymetlidir. 

 

 


 

Bu noktada ebeveyn olarak çocuklarımıza mahremiyet eğitimi verirken nelere dikkat edebiliriz? 

İlk olarak çocuklarımızın özel alanlarına saygı duyduğumuzu hissettirmek önemlidir. Küçük yaşlardan itibaren çocukları diğer insanların yanında giydirmemek, bez değişimi sırasında başka bir odaya götürmek çocuğun özel alanına ve mahremiyetine saygı gösterdiğimizi ona hissettirir.

Çocuğumuzun odasına girerken kapıyı çalmak küçük ama kıymetli bir detaydır. Bununla birlikte çocuklara; yatak odası, tuvalet ve banyo gibi özel alanlara girerken izin alınması gerektiği öğretilmelidir. 

Sınır kavramı çocuğa verilirken kullandığımız bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu sayede evde de ortak bir dil kullanımını destekleyebilir, çocuklarımızın kişisel alan ve sınır gibi biraz daha soyut kalan kavramları zihinlerinde yerleştirmelerine de alan açmış olabiliriz. 

Yaşadığımız evlerin duvarları evin sınırlarını oluşturur. Bizler de bu sınırlar sayesinde evlerimizde kendimizi daha güvende hissederiz. Tıpkı evlerimizin sınırları gibi bizlerin de etrafında görünmez halkalardan yapılmış sınırlar vardır. Böylece kendimizi daha güvende ve rahat hissederiz. Bizim yapmamız gereken hem kendimizin hem de çevremizdeki diğer insanların sınırlarına saygı göstermektir. 

  • Basit bir ifadeyle sınırları çocuklarımıza anlatabilir ve bu söylemlerimize uygun davranarak bilinçli bir yerleştirme yapabiliriz. 
     
  • Bedenimizdeki özel bölgeleri ve bu bölgelerin uygun şekilde gizlenmesi gerektiği, anne-baba ve doktorlar dışında kimsenin dokunmaması gerektiği çocuklara anlatılmalıdır. 
     
  • İyi ve kötü dokunuş ayrımını çocuklara öğretmek de oldukça önemli bir diğer adımdır. 
     
  • Kendimizi mutlu ve sevgi dolu hissettiğimiz, bize rahatsızlık vermeyen dokunuşlar iyi dokunuşlardır. 
     
  • Kendimizi rahatsız hissettiğimiz, canımızı acıtan, üzen ve utanmamıza neden olan dokunuşlar kötü dokunuşlardır. 
     
  • Kötü dokunuşa maruz kaldığında bu durumu güvendiği bir yetişkinle paylaşması gerektiği de mutlaka çocuğa öğretilmelidir. 

 

Tüm bunlarla birlikte çocuklarda mahremiyet bilincinin yerleşmesi süre gelen bir durumdur. Çocuğumuzun yaşına ve gelişimsel özelliklerine uygun şekilde en temelden başlayarak bu bilinci yerleştirmek ebeveyn olarak yapabileceğimiz en kıymetli şeylerden biridir. 

 

Hepinize keyifli günler dilerim. 

 

Kitap önerisi!

Bal Yanaklar İçin Mahremiyet 😊

 

Psk. Dan. Beyza Dokuyucu