Akıllı Telefon ≠ Akıllı Ebeveynlik
Akıllı telefonların günlük hayat için faydalı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Ancak
kullanırken aklımızın bir köşesinde olması gereken birtakım bilgiler mevcut. Çocuklarımız
için zararları olduğunu da zaten sürekli okuyoruz (gelişimi ve öğrenmeyi olumsuz etkilemesi,
obezite ve saldırganlığa sebep olması, radyasyon emisyonu vs.). Bunların yanında Dr. Michael
Rich, akıllı telefonların her anımıza yayılmasının yeni bir ‘kafası karışmış/şaşkın ebeveynlik’
devrine yol açtığını belirtmiştir.
Daha önce hepimiz şöyle bir örnek görmüşüzdür – veya hatta kendimiz ‘o’
ebeveynlerden biri olmuşuzdur: Babası iş mailleriyle ilgilenirken tahterevalliden düşen bir
çocuk… Yapılan araştırmalar, akıllı telefon kullanımının çocukluk yaralanmalarının %10’una
sebep olduğunu göstermektedir (Apple ilk Iphone’u 2007 yılında piyasaya çıkardıktan sonra
istemsiz çocuk kazalarının oranı 2012 yılına kadar %10 artmıştır). Aslında aynı anda birden
çok işi yaptığımızı düşünerek kendimizi yanıltıyoruz. Her türlü bilişsel araştırma gösteriyor ki
böyle bir şey yoktur bir anda sadece tek bir göreve odaklanabiliriz.
Kabul etmek gerekir ki bazen çocuklar çok yakın ilgi gösterilmesine rağmen ciddi
şekilde yaralanabilir ve bu doğal büyümenin, öğrenmenin bir parçasıdır. Yine de bakım
verenlerin görevi bu kazaları minimum düzeye indirmek olmalıdır.
Çocuklar akıllı telefonlarla rekabet etmeye çalışıyor.
Ebeveynler ellerindeki küçük aletlere yapıştıkları zaman çocuklar, ilgi çekmek için o
aletlerle rekabet etmek zorunda hissederler. Saldırganlık, hırçınlık, çığlık atma, yüksek sesle
ağlama, oyuncak fırlatma gibi davranışlar artar. Bir çalışmada akıllı telefon kullanımı
çocukların yemek zamanı problem davranışlar göstermesi ile ilişkili bulunmuştur (Pediatrics,
2014).
Telefonda neyle uğraştığınızı çocuğunuza açıklarsanız kendilerini daha az izole
edilmiş hissedeceklerdir. ‘Tatlım şuan ikimiz için bir şey yapıyorum’, ‘şuan alışveriş
yapıyorum’ gibi cümleler kullanılabilir. Bu, kendilerini daha iyi ve önemsenmiş
hissetmelerini sağlar. Çocuk telefonda ne yaptığınızı merak ettiğinde onu duymazdan
gelirseniz hırçınlığının artmasına neden olabilirsiniz.
Akıllı telefon bağımlılığı ebeveynlerin daha şiddetli tepkiler vermesine neden oluyor.
Aslında madde bağımlılığı, kumar, internet bağımlılığı gibi farklı bağımlılık türlerinin
ortak bir noktası vardır; beynin ödül ve zevk merkezini uyaran dopamin eksikliğinden
kaynaklanan davranışlardır (Brain Sciences, 2012). Telefonumuz aracılığıyla her bildirim
aldığımızda beynimiz dopamin salgılamaktadır. Telefondan gelen her bildirim sesiyle
heyecanlanmamız ve telefonumuz elimizden alındığında yüksek seviyede kaygı duymamızın
nedeni budur.
Ellerindeki elektronik alete kendini çok kaptırmış olan ebeveynlerin çocuklarına en
sert şekilde (fiziksel veya azarlayıcı bir ses tonu kullanarak) cevap veren ebeveynler olduğunu
gösteren çalışmalar vardır. Örneğin, bir anne çocuk yüzünü ekrandan kaldırması için elleriyle
başını tuttuğunda çocuğun ellerini sertçe itebilir, ona yüksek sesle ‘biraz izin ver bana’ diye
bağırabilir. Çocuklar ebeveynlerin akıllı telefon kullanımını sınırlandırmak için örnekteki gibi
davranışlar sergilediğinde ebeveynler normalde vereceklerinden çok daha şiddetli tepki
verirler.
Çocuklara sıkılmayı öğretmemiz gerekir
Çocuklara nasıl sıkılacaklarını ve sıkıldıklarında ne yapabileceklerini öğretmemiz
gerekir. Bunun en kolay yolu da rol model olmaktır. Çocuklar sıkıldıklarında hayal güçleri
ortaya çıkar. Yaratıcı etkinlik ve oyunlar geliştirmeye uğraşırlar. Eğer her sıkıldığında
telefona sarılan bir ebeveyn görürlerse ortada bir model yok demektir. Onlar da her
sıkıldıklarında telefona sarılmaları gerektiğini düşünürler. Yaratıcılık becerilerinin gelişimi
ketlenir. Bu durumda ebeveynlerin sık sık kullandığı ‘bir sürü oyuncağı var ama hiç biriyle
oynamıyor’ cümlesinin nedenini anlamak çok da zor değildir
Teknolojinin ailenizi ele geçirmesine izin vermeyin
Çocukların sosyal ve duygusal gelişimi için yüz yüze iletişim kurma becerilerini
öğrenmeleri gerekir. Bunun birinci basamağı da aile içi iletişimi düzenlemektir. Ailelerin okul
ve işten arta kalan vakitlerde teknolojiden bağımsız vakit geçirmeleri önemlidir. Günümüz
şartlarında aileyi teknolojik aletlerden soyutlamak tabi ki mümkün değildir. Ancak kullanımı
düzenlemek kesinlikle gerekir.
* Maillerinizi kontrol etmek için 30 dakika erken uyanabilirsiniz ya da çocuklarınız
uyuduktan sonra bilgisayar/telefon gibi aletlerle olan işlerinizi halledebilirsiniz.
* Yemek, yolculuk ve uyku saatlerini teknolojiden arındırın. (özellikle akşam yemeğini
tüm ailenin bir arada olacağı bir ritüel haline getirebilirsiniz).
* Aile fertlerinin hepsi bir arada olduğu bir zamanda o gün yaşananlardan konuşun veya
hep birlikte sessizce oturun, hayal kurun, sohbet edin, plan yapın (bu yaratıcı,
sakinleştirici olacaktır).
Eğer yemek sırasında televizyon ekranı açıksa aile ortamının yaratacağı pozitif ve
destekleyici etkiler azalmaktadır. Buradaki olay sadece yemek yemek değildir ama sofrayı
birlikte hazırlama ritüeli, işbölümü yapmak, o gün neler yaşandığı ile ilgili konuşmak asıl
önemli olandır.
Silikon Vadisi Yöneticilerinin Çocukları Neden Teknoloji Girmeyen Bir Okula Gidiyor?
Yeni neslin çok farklı ve zeki olduğu algısıyla yaşıyoruz. Oğlum 3 yaşında istediği
videoyu hemen açıyor”, “telefondaki herkese mesaj gönderiyor çok zeki ne zaman öğrendi
anlamadım” diyerek gururlanabiliyoruz. Çocuklarımıza 4. ya da 5. yaş günlerinde tablet
alabiliyoruz. Teknolojiyle aramız çocuklarımız kadar iyi olmadığı için onları mahrum
bırakarak zeka düzeylerine zarar vermekten korkuyoruz. Ama aslında işler pek de sandığımız
gibi değil.
Teknolojinin ana vatanı Silikon Vadisi’nin göbeğinde E-Bay, Google, Apple, Yahoo
ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devlerinin çocuklarını göndermeyi tercih ettikleri okul,
kendini teknolojiden tamamen arındırmış bir okuldur. Tabi bunun da bazı nedenleri var.
Çocuklar ellerini tablet ya da akıllı tahta yerine kalem, kağıt, tebeşir, çamur, toprak
gibi materyallere değdirdiğinde zihinsel gelişim için çok büyük farklar görülmektedir.
Problem çözme ve matematik becerisi için asıl temeli oluşturan bol bol hareket etmektir.
Tablet uygulamaları sayesinde çocukların özellikle matematik gibi soyut işlem gerektiren
konularda başarılı olmalarını beklemek yanlıştır.
Çocuklarının teknoloji kullanımını sınırlayarak çağı yakalamasını engelleyeceğini
düşünen ebeveynler olabilir. Değişen teknolojiye ayak uydurması gerektiği düşünülebilir.
Silikon Vadisi uzmanları ürettikleri teknolojilerin zeka seviyesi normalin altında olan
bireylerin bile rahatlıkla kullanabileceği basitlikle üretildiğini bu nedenle çocuklarını
teknolojiden soyutlayarak çağı yakalamasını engellemeyeceklerini vurgulamaktadır. Asıl
önemli olan teknolojinin altında yatan bilişsel olgunluğa çocukları hazırlayabilmektir.
Çocuklar zaten daha sonra rahatlıkla onları kullanabilecektir.