ÖFKE NÖBETLERİYLE NASIL BAŞEDEBİLİRSİNİZ?
Çocuklarımız da bizim yaşadığımız gibi duygusal iniş çıkışlar yaşamaktadır. Sevdikleri oyuncağı paylaşmak istemeyebilir, yemeğini yememek için direnebilir, hiç sebep yokken uykusundan sinirli bir şekilde uyanabilir ya da istediğini elde etmek için uğraşabilir. Duygularını entegre edemedikleri için sık sık krizlerle karşılaşabiliriz. Duygusal entegrasyon, beynimizin sol (mantık ve düzen seven beyin bölgesi) ve sağ (ilişkisel ve ilkel dürtülerle hareket eden beyin bölgesi) bölümlerinin birbiriyle uyum içinde olması durumudur.
2 tür öfke nöbetiyle karşılaşabiliriz. Nöbetler arasındaki ayrımı yapabilmek önemlidir. Çocuğumuza nasıl yaklaşacağımızı belirlememizi sağlar. İlki, sol beyinden kaynaklanan nöbetlerdir. Burada çocuk amaçlı olarak kriz yaratmaya karar vermiştir. İstediğini elde etmeyi amaçlar. Böyle bir krizle karşılaştığımızda sınırı net bir şekilde çizmeli ve geri adım atmamalıyız. Sakinleşmesini sağladıktan sonra mantıklı şekilde neden ona izin vermediğimizi açıklayabiliriz. Tekrar ilişki kurabiliriz. Ama sınırı bir kez aşmasına izin verirsek çocuk öfke nöbetlerini istediklerini almak için silah olarak kullanmaya başlayacaktır.
İkincisi sağ beyin bölgesinden kaynaklanan nöbetlerdir. Çocuk bu durumda amaçsızca öfkenin etkisi altında kalır. Mantıklı düşünmesini bekleyemeyiz. Sağ beyin bölgesi yani dürtüleriyle hareket etmesine neden olan bölgesi aktive olmuştur. Sol beyinden gelen sinyalleri baskılar. Çoğunuz fark etmişsinizdir ki bazı kriz anlarında çocuğunuzla konuşmaya çalışmanız onu daha çok bağırmaya ve ağlamaya teşvik eder. Çünkü çocuğun konuşulanları mantıklı değerlendirebilmesi için önce sol beynini aktive etmesi gerekir. Çocuklar, kendi çabalarıyla sol taraftan gelen mantıklı mesajlara ulaşamazlar. Onlara yardım etmek için sıcak ve anlayışlı bir yaklaşım benimsememiz gerekir.
Öncelikle çocuğun sakinleşmesine izin vermelisiniz. Bir süre konuşmaya çalışmamanız faydalı olabilir. Zaten bu durumda konuştuklarınızı dinlemek istemeyecektir. Fiziksel temas kurun. Sağ beyni baskılayabilmek için onun dilinden konuşmak gerekir. Sarılmanız, hem kriz anında kendisine zarar vermesini engelleyecektir hem de sakinleşmesine yardım edecektir. Göz teması kurmak, saçını okşamak gibi davranışlar da etkili olabilir. Duygularını anladığınızı gösterin. Çocuğunuz hem anlaşıldığını hisseder hem de sakinleşebilir. ‘Neden üzüldüğünü anlayabiliyorum, bazen istediğim şeyler gerçekleşmediğinde ben de üzülüyorum. Ama kendine zarar verebilirsin. Bu yüzden …… yapmana izin veremem.’ Şeklinde bir konuşma çocuğunuzla bağ kurmanızı sağlayacaktır.
! YAPMAYIN ! ‘Ağlayacak/Bağıracak ne var anlamıyorum! Sakinleş artık!’ gibi bir cümle çocuğu sakinleştirmeyecektir! Duygularının önemsiz olduğunu ve kabul edilmediğini hissetmesine neden olacaktır.
! YAPMAYIN ! Sesinizi yükseltmeyin. Öncelikle siz sakin olmalısınız ki çocuğunuz sizi model alabilsin. Kriz durumlarını bağırarak yatıştıramayacağını görebilsin.
Uygulaması çok basit olan ve en etkili yollardan birisi dikkat dağıtmaktır. Heyecanlı bir ifadeyle ‘Sana bir şey anlatmam/göstermem gerekiyor!’ demeniz krizi yatıştırabilir. Fiziksel hareketler yaptırmanız da sağ beyin aktivitesini baskılamanıza yardım eder. ‘Haydi şimdi bir zıplama oyunu oynayalım!’ diye hızlıca bir oyuna başlamak çocuğun ilgisini dağıtabilir.
Kriz anında derin nefes almasını hatırlatabilirsiniz. Normal zamanlarda çocuklarınızla nasıl derin nefes alacaklarını çalışabilirsiniz. Hatta birlikte nefes çalışmaları yapabilirsiniz. Sizin için de rahatlatıcı bir etkinlik olacaktır. Kriz anı geldiğinde çocuğunuza derin nefes almasını hatırlattığınızda ağlamanın durmasına ve sağ beyin aktivitesinin azalmasına yardım edersiniz.
Çocuğunuz nihayet sakinleşmeye başladığında onunla kesinlikle tekrar ilişki kurun. Eğer bir şeyi yapmasına izin vermediğiniz için aniden krize girdiyse neden izin vermediğinizi açıklayın. ‘Seni mutlu etmek için başka ne yapabilirim’; ‘ne yapmak istersin’ diye sorabilirsiniz. Sakinleştikten sonra birlikte iyi vakit geçirebileceğiniz bir aktivite planlayabilirsiniz.
Bazen de tüm çabalarınıza rağmen, bazen hiçbir şey işe yaramaz. Çocuğunuzu sakinleştirmeniz mümkün olmaz. Bu durumda en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. Bu aslında tüm seçenekler arasında uygulaması en zor olanı. Kabul ediyoruz ki onun üzgün haline kayıtsız kalmak ebeveynler için çok zor. Ancak bazen siz ilgilendiğiniz sürece kriz uzayıp gider. Arkanızı dönüp uzaklaştığınızda çocuğunuzun iradesine ve gücüne bağlı olarak 2 – 10 dakika içinde sakinleşmeye başlayacaktır. Daha sonra ailenin geri kalanına kendi isteğiyle katıldığını göreceksiniz. Tabi yanından uzaklaşırken kesinlikle kendisine zarar vermeyeceği bir ortamda olduğundan emin olmalısınız!
Her çocuğun özel ve biricik olduğunu unutmamak gerekir. Bu yöntemler, her çocuk için geçerli olmayabilir. Sizin çocuğunuzu sakinleştiren çok özel yöntemleriniz olabilir. Eğer varsa lütfen bizimle ve çevrenizdekilerle paylaşın. Ve son olarak unutmayın ki öfke nöbetlerinin hiç biri kalıcı değildir. Çocuğunuzun neden bu krizi yaşadığını fark etmeniz ve tepkilerinizi buna göre ayarlamanız süreci en iyi şekilde atlatmanızı sağlayacaktır.
KİTAP ÖNERİSİ : BÜTÜN BEYİNLİ ÇOCUK / Yazar: Daniel J. Siegel & Tina Payne
Bryson
Sevgiler,
Psk. Diyar Meriç UÇAK