Çocukların Doğal Eğilimlerini Anlamak
Her zaman her çocuğun kendi içinde eşsiz bir dünya olduğunu söyleriz. Her bir çocuğa temas
ederken ve onları gözlemlerken farklılıklarını daha yakından görmek mümkündür. Aynı
sınıfta, aynı etkinliğe katılan çocukların tepkileri, yaklaşımları ve duygularını ifade etme
şekilleri birbirinden o kadar farklıdır ki… Bazı çocuklar girdikleri ortama hemen adapte olup
kendilerini ifade ederken bazı çocuklar için ilk olarak etrafı gözlemlemek, temkinli yaklaşmak
ve güven sinyalleri aldıktan sonra açılmak daha kolaydır. Bu çeşitlilik biz yetişkinlerin
farkında olması gereken çok önemli bir gerçeği hatırlatır: Her çocuk, kendine özgü bir mizaca
sahiptir. Gelin MİZAÇ kavramını daha yakından ele alalım.
Mizaç, çocuğun dünyayı algılama, ona tepki verme ve duygularını yaşama biçimidir.
Doğuştan gelen bu özellikler, çocuğun kişilik gelişiminin temel taşlarını oluşturur. Mizaç
sonradan öğrenilmez; çocuğun var olduğu ilk andan itibaren şekillenmeye başlar. Ancak bu,
mizacın hiçbir şekilde değişmeyeceği anlamına gelmez. Uygun çevresel koşullar, duyarlı
ebeveynlik ve destekleyici okul ortamları sayesinde çocukların mizacı zamanla şekillenebilir,
daha dengeli hale gelebilir.
Çocukların mizacını değerlendirirken genellikle bazı temel özelliklere dikkat edilir.
Hareketlilik düzeyi, günlük ritme (uyku, beslenme gibi) uyumu, yeni durumlara karşı
yaklaşımı, değişikliklere ne kadar kolay uyum sağladığı, duygusal tepkilerinin yoğunluğu,
genel ruh hali, dikkat süresi, çevresel uyaranlara hassasiyeti ve engellenme karşısındaki
ısrarcılığı gibi pek çok yön bize çocuğun mizacı hakkında fikir verir. Bu özelliklerin bir araya
gelmesi her çocukta farklı bir tablo ortaya çıkarır. Bu nedenle hiçbir çocuk birbirinin aynısı
değildir ve hiçbiri “fazla” ya da “eksik” değildir.
Ancak şunu unutmamak gerekir: Mizaç, bir çocuğun kaderi değildir. Yani hareketli bir çocuk
“yaramaz”, sessiz bir çocuk “utangaç”, yoğun duygular yaşayan bir çocuk “zor” değildir. Bu
tür etiketlemeler, çocuğun kendilik algısını zedeler. Önemli olan, biz yetişkinlerin çocuğun
mizacını tanıması ve buna duyarlı bir şekilde yaklaşması, onu olduğu gibi kabul etmesi ve
ihtiyaçlarına göre desteklemesidir.
Çocuğunuzu tanımaya çalışmak, onu diğer çocuklarla kıyaslamamak, farklılıklarına saygı
göstermek ve gelişim sürecine sabırla eşlik etmek, ebeveynlik yolculuğunuzun en kıymetli
adımlarındandır. Her çocuk bir tohum gibidir; kimisi hızlıca filizlenir, kimisi zamanla, derin
kökler salarak büyür. Fakat en temelde hepsinin ortak ihtiyacı aynıdır: Sevgi, anlayış ve kabul.
Unutmayın, çocukların iç dünyasını tanımanın ilk adımı mizacı anlamaktan geçer!
Sevgiyle,
Psk. Dan. Beyza Dokuyucu