Çocuklarımız Neden Yemek Seçer?
Yeni doğan bebeğin bile tatlı besinlere ilgi gösterdiği ve acı besinlerden uzak durduğu görülür. Evrimsel süreçle birlikte insanoğlu temel besinlerinden olan meyvelere karşı duyarlılık geliştirmiştir. Bu nedenle meyvelerin içinde yer alan tatlı her zaman daha çekicidir. Küçük bebekler bile tatlı yiyecekleri diğerlerine tercih ederler. Ancak sağlıklı beslenme adına belirli bir yaş dönemine kadar (en az 6 ay) bebeklerin yabancı tatlı maddeleriyle tanışmaması önerilir.
Bebekler 0-2 yaş döneminde sizin sunduğunuz yiyecekleri kabul ederler. 2 Yaşa kadar belirgin yiyecek seçme görülmez. 2 Yaş civarı çocukların her türlü yeniliğe büyük tepki gösterdikleri bir dönemdir. Yemek konusunda da karşılaştıkları pek çok yeni tadı denemek dahi istememeleri 2 yaş grubunun özerklik elde etme süreçlerinden biri olarak görülebilir. Artık tat duyuları daha fazla gelişmiştir ve hayatlarının bazı noktalarında kontrolü ellerine almak isterler. Buna yemek seçmek de dahildir. Yani yemek saatinde yaşadığınız krizler aslında bir bakıma normaldir ve sadece sizin çocuğunuz bunu yaşamaz.
Çocukları yemek ayırt etmeye başlayan çoğu ebeveyn ‘önceden herşeyi yerdi artık çocuğum sebze sevmiyor.’ diye düşünür. Aslında olan çocuğun hiçbir yeniliği sevmemesidir. Çocukları yemekleri geri çevirmeye başladığında ebeveynlerin başvurduğu birkaç yol vardır; Tehdit ya da ödülle yemeye teşvik edebilirler, video ya da tabletle ilgisini dağıtarak yemek yedirirler, zorla ağzına yemekleri doldururlar ya da yemek seçeneklerini sunarlar ve alternatif üretmeden sabırla çocuğun yemeğe alışmasını beklerler. Ebeveynlerin bu yöntemlere başvurmalarının temel nedeni çocuklarının en azından bir şeyler yemesini sağlamaktır. Hiçbir ebeveyn dolap ağzına kadar yemek doluyken çocuğunun aç kalmasını istemez. Hele yemediği için güçsüzleşip hastalanmasına asla göz yummak istemezler. Peki sizce bu yöntemler gerçekten işe yarıyor mu?
Tehdit ya da Ödülle Yemeye Zorlamayın
Ebeveynler cips ve çikolataları çocukların görebileceği ama ulaşamayacağı raflara yerleştirerek sebze yemediğinde çocuğu teşvik etmek için bazen bunları kullanırlar (‘Enginarı yersen sonra çikolata vereceğim.’ / ‘Tabağını bitirirsen parka gideceğiz.’). Aslında bu oldukça yanlış bir yaklaşımdır. Çocuk daha iyi bir alternatifi (çikolata) olduğunu bile bile o istemediği sebzeyi neden yesin? Bir gün yemek yediği için parka götürüldükten sonra neden ertesi gün yemek karşılığında istediği oyuncak için ağlamasın? Çocuğunuzu pazarlık yapmaya alıştırmak sonu gelmeyecek bir sürece başlamanıza neden olacaktır.
Yasaklar her zaman daha çekicidir ve çocuk yasaklanan yiyeceğe ulaşmak için tüm gücünü kullanabilecek kadar inatçıdır. Çocuklarınızı yemesini istemediğiniz hiçbir besini evinize almamalısınız. Çocuğun evde bir kez sürpriz yumurta olduğunu görmesi tüm sağlıklı yiyecekleri reddetmesi için yeterli olacaktır. Ve unutmayın çocukların yemek yemek için rüşvete ihtiyacı yoktur. Tehdit ederek de çocukların yemek yemesini kolaylaştıramazsınız. Aksine çocuğun yemeye karşı geliştirdiği önyargıları pekiştirirsiniz. İleriki yaşlarda beslenme sorunları (tek tip beslenme) ve inatçılık gibi süreçlerin önünü açmış olursunuz. Hiç kimse tehdit edildiği için bir yemeyi sevmeye başlamaz.
Video/tabletle İlgisini Dağıtarak Yemek Yedirmeyin
Bebekler ve çocuklar acıktıklarında karınlarını doyuracak miktarda yemek yedikten sonra yemeyi bırakırlar. İhtiyaç duyduklarından fazlasını yemek istemezler. Başlarını çevirir, kalkıp gitmeye çalışır ve ebeveynlerine bir şekilde artık doyduklarını belli ederler. Bu çocuğun sağlıklı gelişimini destekler. Tablet karşısında yemek yiyen çocuklar odaklandıkları renkli, bol uyaranlı dünya nedeniyle doyduklarını fark edemezler. Normalde yiyeceklerinden fazla oranda yemek yerler. Bu durum anneler için çok sevindiricidir. Sonuçta hiçbir şey yemeyen ve tüm günü aç geçiren (annelere göre çocuklar her zaman açtır) bebekleri tüm kaseyi bitirmiştir. Ama çocuk kısa süre sonra yediklerini çıkarır. Anne/babalar buna anlam veremez, çocuğun hastalandığını düşünür. Yediklerini çıkardığı için tekrar yemek yedirmeye uğraşırlar. Bu döngü böylece sürer gider. Bebeklerinin midesini yok yere genişlettiklerini fark etmeden anne/babalar kendilerini iyi hissetmek adına çocuğu zorlamaya devam ederler. Sonuç, yemek zamanı geldiğinde masaya yaklaşmayan, ağzını açmayan bir çocuktur.
Sabırlı Olun Çocuğunuz Açlıktan Ölmeyecek
Çocuklar için iyi birer rol model olmak önemlidir. Eğer sizi bir yemeği yerken görürlerse ve aynı yemek onlara da verilirse bu onları yeme konusunda teşvik edebilir. Ama çocuklar bazen çok inatçı olabilirler. Yemek konusunda inatçı olduklarında ve yemeyi reddettiklerinde zorlamak iyi bir fikir değildir. Bu durumda konuşarak neden yemesi gerektiğini açıklamak ve önündeki yemeği tanımasına fırsat vermek işe yarayabilir. Yemeğin içinde hangi malzemeler olduğunu, nasıl hazırlandığını izler hatta size yardım ederlerse hem eğlenceli bir ebeveyn-çocuk aktivitesi yapmış hem de çocuğun yemeğe karşı ön yargısını yumuşatmış olursunuz.
Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun sağlıklı ve yeterli miktarlarda yiyeceğe ulaşmasını sağlamak sizin sorumluluğunuzdur. Ancak son karar çocuğunuzundur ve neyi ne kadar yiyeceğine karar veren son kişi çocuğunuzun kendisidir. Bunu unutmamalısınız. Eğer çocuğunuz belirli bir yiyeceği sevmiyorsa yemeği ona sunmaya devam edin. Ama asla yemesi için zorlamayın. Masaya yemeği koyup denemesi için çocuğu teşvik etmeye çalışabilirsiniz. Eğer reddederse kesinlikle şikayet etmeyin, bugün hiç birşey yemediği konusunda söylenmeyin ya da yemezsen hasta olursun gibi söylemlerle çocuğu korkutmayın. Sadece yemek isteyip istemediğini sorun ama tarafsız kalmaya çalışın.
Araştırmalara göre çocukların yeni bir tada alışması için en az 2 hafta o yiyeceğe (özellikle sebzeye) maruz kalması gerekir. Ama sunduktan sonra yemesi için zorlarsanız muhtemelen bu yemeği tekrar yeme ihtimalini ortadan kaldırmış olacaksınız. Annelerimizin bize uyguladığı gibi ‘en azından bir ısırık al’ diyebiliriz. Çocuk bütün tabağı bitirmek zorunda değildir ama en azından tadına bakması işe yarayabilir. Eğer istemezse devamını yemek zorunda olmamalıdır. Aynı yiyeceği sizin yediğinizi görmesini sağlayın. Ve yerken eğlendiğinizi, yemeği beğendiğinizi vurgulayın. Asla yemesi için zorlamayın, video ya da tablet kullanarak aklını dağıtıp çocuk fark etmeden yemeği ağzına götürmeye çalışmayın.
Çocuğunuz ona sunduğunuz yemeği ısrarla reddettiğinde ve o an masada olmayan alternatif bir yiyecek istediğinde elde etmemelidir. ‘Brokoliyi yemek istemiyorum, makarna yiyeceğim.’ Dediğinde sakinliğinizi koruyun ve hatırlayın; Açlıktan ölmeyecek. Eğer yeter ki aç kalmasın diyerek makarna haşlamaya başlarsanız ipleri çocuğunuzun eline vermişsiniz demektir. Bugün makarna, yarın pizza, ertesi gün hamburger.. O gün menüde olan yemek ne zaman ilgisini çekmese çocuğunuz artık istediğini elde etmek için şiddetli krizler çıkarmaya başlayacaktır. Bir sağlık problemi varsa veya keyifsiz bir günündeyse tabi ki yumuşak davranabilirsiniz. Yemek alternatifleri üretebilirsiniz. Ama bunun alışkanlık haline gelmesi yaşayacağınız yemek krizlerini azaltmayacak aksine arttıracaktır.