DUYUSAL OYUN NEDİR ve NEDEN ÖNEMLİDİR

Doğdukları andan itibaren çocuklar çevrelerindeki dünyayı keşfetmek ve tanımak için duyularını kullanırlar. Herşeye dokunur, ağızlarına sokarlar, oyuncakları birbirine vurarak farklı sesler çıkarırlar. Bebek ve çocukların doğal davranışları gözlendiğinde keşfetme döneminde duyularını nasıl kullandıkları fark edilir. İşte duyusal oyunların temeli de tam olarak bu doğal yapıya dayanır .

Bazı çocuklar etraflarında kalabalık bir çocuk grubu olduğunda sesler ve gördükleri karmaşa nedeniyle adapte olmakta, oyuna katılmakta zorlanabilir. Duyularını keşfetme konusunda yeterli deneyime sahip olan çocuklar kendisi için o anda önemli olmayan uyaranları engelleyebilir. Ortama daha kolay adapte olabilirler. Çocukların duyularını keşfetmeleri için ise bol uyaran alacakları özgür alanlara ihtiyacımız vardır. Bu alanı sağlamanın eğlenceli yollarından biri duyusal oyunlar kurgulamaktır.

Tabiki çocuklarımızın görme, işitme, tat alma, hissetme, koklama gibi becerileri doğal yollardan gelişecektir. Ancak duyusal oyunlar sayesinde farklı uyaranlara maruz kalan çocuklarda, duyuların biribiriyle işbirliği içinde çalışmasını sağlayan duyusal entegrasyon daha başarılıdır. Duyusal aktiviteler yapan çocukların kalabalık ortamlarda yaşadıkları kafa karışıklığı daha azdır. İşine yarayan-yaramayan duyusal girdiyi kolaylıkla ayırt edebilirler.

Duyusal Oyun Sadece Dokunmadan İbaret Değildir

Duyusal oyun dendiğinde pek çok kişinin aklına kumla ya da suyla oynamak, hamurdan şekiller yapmak gelir. Aslında bundan çok daha fazlasıdır. Ancak duyusal oyun sadece dokunma değil diğer tüm duyuların dahil olması gereken bir şeydir. Çocuğun dokunma, koklama, tatma, görme ve duyma duyularını uyaran her türlü aktivete duyusal etkinlik olabilir. Aynı zamanda bu aktiviteler hareket ve denge oyunlarıyla birleştirilebilir.

5 temel duyunun yanında hareket ve denge aktivitelerinin yer alması çocuğun kendi vücudunun dünyadaki konumunu daha rahat algılamasını sağlar. Vücut farkındalığı artacağı için hareketleri üzerindeki öz denetimi artar ve daha kontrollü davranışlar görülür.

Duyusal oyunların içeriği kişiden kişiye değişebilir. Kesin çizgiler yoktur. Çocuğun yaşına ve ilgi alanlarına göre oyunlarda kullanılan materyaller, uyarılan duyu bölgeleri farklılaşabilir.

Yeni doğan bebekler (0-12 ay) için duyusal oyun – Baloncuk yapıp uçuşlarını izlemek, suyun vücuduna değdiğini hissetmek, renkli kağıtları buruşturarak çıkan sesi dinlemek, gözünün önünde değişen şekilleri izlemek….
12 – 24 ay döneminde duyusal oyun – Bir oyuncağı takip etmek, farklı renkleri birbirine karıştırmak, parmak boyası yapmak, süngerle suda oynamak, oyuncakları/elini birbirine vurarak çıkan sesi dinlemek…
Okul öncesi dönemde duyusal oyun – Kum, hamur veya seramikle şekiller yapmak, müzik aletleri çalmak, üfleyerek pamuk gibi hafif bir maddeyi hareket ettirmeye çalışmak…

Duyusal oyunların en temel kaynağı aslında doğadır. Doğa, farklı renklerle ve hareket olanaklarıyla doludur. Doğada yer alan dokular, sesler ve kokular bizim evde kurgulayabileceğimizden oldukça fazladır. Dolayısıyla en iyi duyusal oyun ortamı doğadır. Çocuklarımızın duyularını kullanarak özgürce keşif yapabilecekleri doğal ortamlara ihtiyaçları vardır.

Duyusal oyunlar sayesinde….

Beyinde yeni bağlantılar oluşur - Farklı duyusal uyarana maruz kalmak beyinde yeni sinaptik bağlantılar oluşmasını sağlar. Beyindeki bağlantı sayısının fazla olması öğrenme ve karar verme süreçlerini etkiler. Daha karmaşık öğrenme süreçleri için gereken temeli oluşturur. Bu bağlantılar sayesinde çocuklar yeni bilgileri daha kolay entegre edebilir ve öğrenebilir.

Motor beceri gelişimini destekler - Duyusal oyunlar çoğu zaman ince motor kasların kullanımını gerektirir. Kavramak, parmaklarla sıkıştırmak, dökmek ve dikmek gibi davranışlar oyunlar sırasında çok sık yapılır.

Sosyal beceri geliştirir – Duyusal oyun sırasında çocuk yaşıtlarının aynı materyali hangi farklı biçimlerde kullandığını gözlemler. Hali hazırda yapılandırılmış bir oyuncakla oynamadıkları için bir oyun materyalini nasıl kullanabileceklerini tartışabilirler.

Dil gelişimini destekler- Farklı doku, tat ve objelerle oynamak çocuğunuzun bilgi dağarcığını geliştirir. Örneğin, çocuk ağacı sadece ağaz olarak tanımlamaz. Düz kabuğu olan ya da dikenli kabuğu olan, keskin bir kokusu olan ya da kokusu olmayan bir ağaçtır. Suyu sadece su olarak tanımlamaz; sıcak ya da soğuk olabilir. İstediği yiyeceğin sadece ismini söylemek yerine tuzlu/tatlı/ekşi bir yiyecek istiyorum diyebilir. Duyusal oyun oynayan çocukar daha ayrıntılı tasvirler yapabilir.

Duyusal oyun sakinleştirir – Örneğin, üm gün süren koşturma, zıplama, ağlama krizlerinin sonunda yapılan sıcak bir banyodan sonra çocuğunuzun sakinleştiğini görürsünüz. Hareketli davranışlar sırasında çocuğunuz yaşadığı huzursuzluğu kontrol edemez. Ancak banyodan sonra davranışları üzerindeki öz kontrolü artar. Daha kontrollü hale gelir. Dokunma duyusu sayesinde aldığı ılık uyaran sakinleşmeyi sağlar. Duyusal oyun sayesinde dokunma duyusunu yeterli oranda uyarabilen çocuklar daha kolay sakinleşebilen, öz kontrolü daha iyi olan çocuklar olurlar. (Duyusal entegrasyon çalışmalarının ilk adımları otizmli çocuklar üzerinde atılmıştır. Otizmli çocukların da yeterli düzeyde ve şiddette dokunsal uyarana maruz bırakıldıklarında yeni ortamlara daha kolay adapte oldukları, başkalarıyla yakınlaşmaya daha istekli oldukları ve daha kolay sakinleşebildikleri görülmüştür.).

Duyusal oyun ortamını nasıl yaratabilirsiniz?

Çocuğun ilgi alanlarını en iyi tanıyabilecek olan kişi ebeveynleridir. Eğlenebileceği, ilgisini çeken ve özgürce duyularını kullanabileceği ortamlarda olması için çocuğunuzu teşvik etmelisiniz. Farklı duyularına hitap eden duyusal oyun masaları, duyusal oyun halıları gibi pek çok farklı seçenek sunabilirsiniz.

Duyusal uyarım sağlamak adına pahalı ve renkli, müzikli oyuncaklar almak zorunda olduğunuzu düşünmeyin. Ev artıkları mükemmel duyusal oyun araçlarıdır. Tuvalet kağıdı rulosu, poşet, sünger, spagetti-makarnalar gibi pek çok işe yaramaz görünen materyal aslında çocuğunuz için en iyi duyusal oyun araçlarındandır. Siz yemek hazırlarken yanınıza geldiğinde farklı kokudaki yiyecekleri koklatabilirsiniz. Gözetiminiz altında eline kaşık ve çatal vererek iki cisim arasındaki farkları fark etmesini sağlayabilirsiniz. Kaşığın yumuşak ve kavisli yüzeyini, çatalın uçlarındaki sivriliği dokunarak ayırt edebilir. Siz hamur yaparken yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.

Bir cisimle ilgilendiğini fark ettiğinizde müdahale etmeden kendi kendine oynayabilmesine fırsat verin. İlgilendiği şey bir oyuncak ya da bahçede gördüğü bir yaprak olabilir. Elinden alıp ‘bak bu bir yaprak şimdi onu yerine koy’ demeniz yanlıştır. Bırakın elinde çevirsin, diğer yapraklarla karşılaştırsın, rengini incelesin.

Çocuğun kendisini ve çevreyi kirletmesinden korkmayın. Dökersin, kırarsın, üstünü ıslatacaksın gibi müdahalelerle çocuğunuzun keşfetmesinin önündeki engel olmayın. Bırakın özgürce duyularını deneyimlesin. Bardağı ne kadar çevirirse suyu dökeceğini kendisi öğrensin. Ne kadar hızlı koşarsa duramayacağını ve düşeceğini kendisi anlasın. Emin olun sizin uyarılarınızdan sıkılıp aksine daha fazla dağınıklık ve kargaşa yaratacaktır. Duyularını ve sınırları kendisi deneyimlediğinde daha kontrollü ve mantıklı kararlar verdiğini, çevresindeki nesnelerle daha yaratıcı ilişkiler kurabildiğini göreceksiniz.

Sevgiler,
Psk. Diyar Meriç UÇAK