KABUSLAR VE GECE TERÖRLERİ 
Teoriden..  
Gece (uyku) terörleri ve kabuslar çocukta sıkıntı yaratmaları ve uykuyu bozmaları nedeni ile birbiri ile karıştırılsa da aslında her iki durum hem fizyolojik ortaya çıkış nedenleri hem de dışavurumları açısından farklıdır. Çocuğunuz gece uykusunda korku içinde uyandığında yaşadığı durumun ne olduğunu bilirseniz, doğru yaklaşımı da benimseyebilirsiniz.  
Canlı her organizmada var olan biyolojik saat ‘sirkadyen ritim’ olarak adlandırılmaktadır. Bu ritim uyku ve uyanıklık halinde vücut ısısı, idrar boşaltımı, hormon salgılanımı gibi işlevlerin birbirinden farklı olmasını sağlar. Gece (nökturnal) uyku döngüsünde REM (aktif) ve NREM (pasif) olarak adlandırılan farklı bölümler vardır. Kabuslar ve uyku terörleri farklı uyku döngüleri içerisinde ortaya çıkmalarından dolayı birbirlerinden farklılaşırlar.  
NREM uykusu ilerledikçe uyku derinleşir. Göz hareketleri yavaşlar ve kas tonusu gittikçe baskılanır. NREM süresinde öğrenilen bilgiler belleğe aktarılır, organizma kendini dinlendirir ve yeniler. Hemen arkasından gelen REM uykusunda ise beyin aktivitesi yoğundur, gözler hareket eder ve kas tonusu tamamen baskılanmıştır. Rüyalar genellikle bu evrede görülür. REM uykusu, uykunun uyanıklık haline yakın olduğu bir biçimdir. Bu nedenle REM sürecinde uyanan kişiler rüyalarını hatırlayabilirler.  
 
Kabuslar, uykunun REM (Rapid Eye Movements) evresinde ortaya çıkan korkutucu rüyalardır. REM uykuları çoğunlukla gecenin ilerleyen saatlerinde olduğundan, kabuslar çocuğunuz uykuya daldıktan birkaç saat sonra ortaya çıkar (bazı durumlarda sabaha karşı). Çocuklar gördüklerini anlatabilecek olgunlukta ise hatırladıkları korkutucu içeriği anlatabilirler. 
Uyku terörleri uykunun NREM olarak bilinen erken evrelerinde oluşur. Bu erken dönemde çocuklar genellikle derin uykuda olurlar. Hatta uyku terörlerinin derin uykudan çıkış evrelerine denk geldiği söylenebilir. REM uykusu ile ilişki değillerdir. Uykuya daldıktan 1-2 saat sonra kabuslardan daha erken bir süreçte görülürler.
 



Geceleri ağlayarak uyanan bir çocuğun korkunç bir rüya mı gördüğünü yoksa başka bir nedenle mi ağladığını anlamakta zorlanırsınız. Kabus gören çocuklar kaygılıdırlar ve gördükleri korkutucu bir rüya vardır. Bazıları kabusu hatırlamakta zorlansalar da kimi çocuklar gördükleri bir imaj, ses ya da olayın onları korkuttuğundan bahsedebilirler Sık sık rahatsız edici kabuslar gören çocuklarda bu durum hem uykularını hem de günlük yaşantılarını olumsuz etkileyebilir. Bazı çocuklar kabus görmemek için uykuya dalmayı reddedebilir. Uyku teröründe de çocuklar bir şeyden korkmuş gibi görünürler ancak yaşadıkları bir rüyadan bağımsız olarak huzursuzluk halidir. O anı hatırlamadıkları için uyku terörleri çocuklar üzerinde stres, korku ya da uykuya dalmak istememe gibi durumlar yaratmazlar. Kabuslar ve uyku terörleri, uyurgezerlik ile birlikte ‘uyku bozuklukları’ başlığı altında değerlendirilirler.  
  




Kabuslarla Baş Etmek İçin Ne Yapabiliriz? 
Stres, anksiyete, travmatik yaşantılar ve kullanılan ilaçlar gibi REM uykusunu tetikleyebilecek durumlara karşı dikkatli olmalıyız. Çocukların gün içerisinde yaşadıkları, duydukları ya da gördüklerinin kabuslarda dışavurumu sıklıkla görülmektedir.  
Kabus üzerine konuşmak rahatlatıcı olabilir. Yapılan bazı çalışmalarda sık sık kabus gören kişilerde (eğer anlatabiliyorsa çocuklarda da) kabusun anlatılması ve korkutucu ögelerin üzerine gidilmesinin rahatlatıcı etki yarattığı görülmüştür. Kabusta görülen canavar/hayvan vb. yeniden canlandırılabilir, onu yakalamaya çıktığınız bir oyun kurgulayabilirsiniz. Süreci eğlenceli bir oyuna dönüştürmek kabusun yarattığı sıkıntı hissinin olumlu bir duygu ile değişmesini sağlar. 

Korkular üzerine metaforlar ya da kitaplar kullanılabilir. Çocukların kendileri ile özdeşim kurabilecekleri karakterler kaygı ve stres yaratan pek çok konuda faydalı olmaktadır. Kendisi gibi kabuslar gören bir çocuğun hikayesinin anlatıldığı kitaplar okumanız, kitaptaki kahramanın kabuslarla nasıl baş ettiğini görmesini sağlayabilir.  
Size kabuslarını anlatırken sakinliğinizi koruyun ve çocuğunuzun korkularını yansıtmamaya özen gösterin.  
 
Uyku Terörleri  
Uyurgezerlikte olduğu gibi uyku terörleri de derin uyku sırasında görülür. Derin uykunun normal seyreden döngüsünde birtakım değişiklikler oluşur. Uyku terörü çocuklarda aşırı yorgunluk, anksiyete, stres ve uyku problemleri ile bağlantılıdır. Televizyon ve uyku terörü arasında bir ilişki olduğunu gösteren çalışmalar da yapılmıştır. Odalarında televizyon olan çocukların kabuslar görme ve uyku terörü yaşama oranının daha fazla olduğu görülmüştür (Brockmann et al 2016). Odasında televizyon olan çocuklar daha az uyumakta ve uyku yoksunluğu gece terörleri için tetikleyici olmaktadır.  
  
Uyku terörleri de sıkıntı vericidir ancak bazı  yönlerden kabuslardan farklılaşırlar. Aşağıdaki göstergeler tipik uyku terörü belirtileridir. 
Uykunun ilk 1-3 saatlik süresinde aniden ortaya çıkar.  Çığlık atar, hızlı nefes alıp verir, kalp atışı hızı artar ve bazen ter içindedir.  O anda sakinleştiremezsiniz.  Gözleri açıktır ama sizin orada olduğunuzu fark edemez (hala uykudadır).  5-10 dakikalık sürede sakinleşir ve uykuya döner.  Uyurgezerlik ya da diğer hareket formlarına izin veren bir evrede görüldüğünden gece terörleri fiziksel tehlike yaratabilir.  Uyku terörlerinin neredeyse hiç biri hatırlanmaz. Çocuklar hatırladıkları şeylerden bahsederse de çoğunlukla kavga ettikleri ya da bir canavarla boğuştukları gibi bildirimler verirler.  
Çocuklar çok huzursuz ama aynı zamanda uyanık gibi görünürler. Huzursuzluk hissi gerçektir. Ancak uyanık gibi görünme hali bir yanılsamadır. Uyku terörü sırasında çocuğunuz tamamen uyanık değildir. Korkmuş görünür, ağlayıp bağırabilir ya da dili dolanarak bir şeyler mırıldanabilir. Bazı çocuklar kalkıp yürümeye çalışabilir. Tamamen uyanık olmadığından sizin onu sakinleştirmek üzere geldiğinizi fark edemez. 
 
Uyku Terörleri ile Baş Etmek İçin Ne Yapabiliriz? 
Gece terörü yaşadığını düşündüğünüz çocuğunuzla ilk adım olarak bir doktora başvurmanız gerekmektedir. Çocuğun yaşadığı semptomları değerlendirmek ve uyku problemine neden olabilecek sorunlar varsa – epileptik nöbetler, panik atak, travma sonrası stres bozukluğu tepkileri gibi – ortaya çıkarmak önemlidir.  
 
Uyku teröründe en önemli yaklaşım o an çocuğunuzu engellemeye ya da uyandırmaya çalışmamanızdır. Engelleme girişimleri uyku terörünün daha uzamasına neden olur. Çocuğunuzu uyandırmak ise korkuya ve kafa karışıklığına yol açar.  
 
Eğer uyku terörü sırasında uyurgezerlik görülüyorsa sakinliğinizi koruyarak, kibarca onu yatağa geri yönlendirin. 
 
Uyku terörü yaşayan çocuğunuzu sakinleştiremediğiniz için kendinizi üzgün ya da yetersiz hissetmeyin. Gözleri açık ve uyanık gibi görünebilir. Ama aslında hala uyuyordur ve sizin sorularınıza, telkinlerinize tepki veremez.  
Çocuğunuzun yeterli miktarda uyumasını sağlayın. Uykusuzluk derin uykudaki beyin aktivitesini tetikler. (2-3 yaşta 12-14 saat, 3-6 yaşta 10-12 saat gibi ortalama uyku süreleri önerilmektedir.) 
Uyku öncesi hareketli aktiviteler yapmayın. Koşmak, boğuşmak, zıplamak gibi aktiviteler çocukların vücudunu ve beynini uyarır. Uyku öncesi yapılan fazla hareketler derin uyku döngüsünde değişime neden olabilir.  
 
Eğer çocuğunuzun uyku terörleri her gece belirli bir şekilde ortaya çıkıyorsa ‘planlanmış uyandırma’ olarak adlandırılabilen yöntemi deneyin. Bu yöntemde çocuğunuzun uyku terörü yaşamasını beklediğiniz saatte yarım saat önce çocuğunuzu uyandırın. Tuvalete gitsin ve geri dönsün. Böylece derin uyku evresinde yaşanan ani atakları ve dolayısıyla uyku terörünü azaltabilirsiniz.