SİZİNKİ NEDEN AĞLIYOR?
Öfke Nöbetlerini Tanımamız İçin Notlar
Okuduğunuz onlarca
kitaba, dinlediğiniz sayısız
uzman tavsiyesine rağmen
yukarıdakine benzer
durumlarla karşılaştığınızda ne
hissediyorsunuz? Ben kötü bir
anneyim, yetersiz bir babayım,
sorunlu bir çocuk
yetiştiriyorum, neden hiçbir
şeyi başaramıyorum, başkalarının çocukları nasıl da sakince yemek yiyorlar peki sen
neden yerlerdesin evladım?.....
Sizin için ne kadar yıpratıcı olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bir çocuk sahibi
olmadan önce alışveriş merkezinde yere yatıp ağlayan bir çocuk ve yanında çaresiz bir
anne gördüğünüzde ‘ben böyle bir ebeveyn olmayacağım!’ dediğinizi de duyar gibiyiz.
Ancak işler her zaman planladığınız gibi gitmiyor. Bu gibi durumlarla karşılaştığınızda
kendinizi ya da çocuğunuzu suçlamadan, yetersizlik duygusuna kapılmadan önce
yaşadığınızın normal bir süreç olduğunu ve sizin gibi pek çok ebeveynin öfke patlamaları
karşısında en az sizin kadar çaresiz kaldığını hatırlatmakta fayda var.
Öfke patlamaları normal süreçlerdir ve her zaman bir sorun göstergesi
değildir. Çocuklarımız da bizim yaşadığımız gibi duygusal iniş çıkışlar yaşamaktadır.
Sevdikleri oyuncağı paylaşmak istemeyebilir, yemeğini yememek için direnebilir, hiç
sebep yokken uykusundan sinirli bir şekilde uyanabilir ya da istediğini elde etmek için
uğraşabilirler. Duygularını entegre edemedikleri için sık sık krizlerle karşılaşabiliriz.
Duygusal entegrasyon dediğimiz aslında beynimizin sol (mantık ve düzen seven beyin
bölgesi) ve sağ (ilişkisel ve ilkel dürtülerle hareket eden beyin bölgesi) bölümlerinin
birbiriyle uyum içinde olması durumudur.
ÖFKE NÖBETLERİ İLE BAŞETME
Çocuğunuzun yaşadığı krizin ne olduğunu
anlamaya çalışın. 2 tür öfke nöbetiyle
karşılaşabiliriz. Nöbetler arasındaki ayrımı
yapabilmek önemlidir. Çocuğumuza nasıl
yaklaşacağımızı belirlememizi sağlar. İlki, sol
beyinden kaynaklanan nöbetlerdir. Burada çocuk
amaçlı olarak kriz yaratmaya karar vermiştir.
İstediğini elde etmeyi amaçlar. Böyle bir krizle
karşılaştığımızda sınırı net bir şekilde çizmeli ve geri
adım atmamalıyız. Sakinleşmesini sağladıktan sonra mantıklı şekilde neden ona izin
vermediğimizi açıklayabiliriz. Tekrar ilişki kurabiliriz. Ama sınırı bir kez aşmasına izin
verirsek çocuk öfke nöbetlerini istediklerini almak için silah olarak kullanmaya
başlayacaktır.
İkincisi sağ beyin bölgesinden kaynaklanan nöbetlerdir. Çocuk bu durumda
amaçsızca öfkenin etkisi altında kalır. Mantıklı düşünmesini bekleyemeyiz. Sağ beyin
bölgesi yani dürtüleriyle hareket etmesine neden olan bölgesi aktive olmuştur. Sol
beyinden gelen sinyalleri baskılar. Çoğunuz fark etmişsinizdir ki bazı kriz anlarında
çocuğunuzla konuşmaya çalışmanız onu daha çok bağırmaya ve ağlamaya teşvik eder.
Çünkü çocuğun konuşulanları mantıklı değerlendirebilmesi için önce sol beynini aktive
etmesi gerekir. Çocuklar, kendi çabalarıyla sol taraftan gelen mantıklı mesajlara
ulaşamazlar. Onlara yardım etmek için sıcak ve anlayışlı bir yaklaşım benimsememiz
gerekir.
Öncelikle çocuğun sakinleşmesine izin vermelisiniz. Bir süre konuşmaya
çalışmamanız faydalı olabilir. Zaten bu durumda konuştuklarınızı dinlemek
istemeyecektir. Fiziksel temas kurun. Sağ beyni baskılayabilmek için onun dilinden
konuşmak gerekir. Sarılmanız, hem kriz anında kendisine zarar vermesini
engelleyecektir hem de sakinleşmesine yardım edecektir. Göz teması kurmak, saçını
okşamak gibi davranışlar da etkili olabilir. Duygularını anladığınızı gösterin.
Çocuğunuz hem anlaşıldığını hisseder hem de sakinleşebilir. ‘Neden üzüldüğünü
anlayabiliyorum, bazen istediğim şeyler gerçekleşmediğinde ben de üzülüyorum. Ama
kendine zarar verebilirsin. Bu yüzden …… yapmana izin veremem.’ Şeklinde bir
konuşma çocuğunuzla bağ kurmanızı sağlayacaktır.
! YAPMAYIN ! ‘Ağlayacak/Bağıracak ne var anlamıyorum! Sakinleş artık!’ gibi bir cümle
çocuğu sakinleştirmeyecektir! Duygularının önemsiz olduğunu ve kabul edilmediğini
hissetmesine neden olacaktır.
! YAPMAYIN ! Sesinizi yükseltmeyin. Öncelikle siz sakin olmalısınız ki çocuğunuz sizi
model alabilsin. Kriz durumlarını bağırarak yatıştıramayacağını görebilsin.
Uygulaması çok basit olan ve en etkili yollardan birisi dikkat dağıtmaktır.
Heyecanlı bir ifadeyle ‘Sana bir şey anlatmam/göstermem gerekiyor!’ demeniz krizi
yatıştırabilir. Büyüklerimizin beyin yapısı ve krizler hakkındaki bilgisi bizler kadar fazla
olmasa da ‘Aa bak kuş geçiyor!’ diyerek pek çok ağlama krizini yatıştırabildiklerini fark
etmişsinizdir. Bu yöntemlerle de sağlamaya çalıştığımız çocuğun ilgisini dağıtarak sol
beyin bölgesinden gelen mantıklı sinyallere yol açmaktır. Fiziksel hareketler
yaptırmanız da aynı yapıya hizmet eder. ‘Haydi şimdi bir zıplama oyunu oynayalım!’
diye hızlıca bir oyuna başlamak çocuğun ilgisini dağıtabilir. Yukarıda çocuğunuzun
ilgisini çekeceğini düşündüğümüz birkaç fiziksel hareket oyunu bulabilirsiniz.
* Yere ya da sandalyeye rahat bir şekilde oturun,
* Ellerini karnına koysun ve duyacağı yönlendirmeleri dikkatle dinlesin
* Daha sonra 4 saniye boyunca burundan derin nefes alsın (onun yerine siz sayabilirsiniz)
karnının nasıl şiştiğine baksın.
* Daha sonra da olabildiğince uzun yılan sesi çıkararak nefes versin.
Kriz anında derin nefes almasını hatırlatabilirsiniz. Sizin için de rahatlatıcı bir
etkinlik olacaktır. Kriz anı geldiğinde çocuğunuza derin nefes almasını hatırlattığınızda
ağlamanın durmasına ve sağ beyin aktivitesinin azalmasına yardım edersiniz.
Çocuğunuz nihayet
sakinleşmeye başladığında
onunla kesinlikle tekrar ilişki
kurun. Eğer bir şeyi yapmasına
izin vermediğiniz için aniden
krize girdiyse neden izin
vermediğinizi açıklayın. ‘Seni
mutlu etmek için başka ne
yapabilirim’; ‘ne yapmak
istersin’ diye sorabilirsiniz. Sakinleştikten sonra birlikte iyi vakit geçirebileceğiniz bir
aktivite planlayabilirsiniz.
Sizinki neden ağlıyor? Sorusunun cevabını
vermenin çok zor olduğunu ve çoğu zaman neden
ağladığını sizin de anlayamadığınızı biliyoruz.
Üzüldüğü konuların aslında ne kadar önemsiz
olduğunu düşünerek yaşadığınız kriz anına bir
anlam veremediğinizi de.. Benzer sorunları sizin
gibi pek çok ebeveynin de yaşadığını unutmadan
yeri geldiğinde soğukkanlılığınızı korumanızın
önemini vurgulamak isterim.
Tüm çabalarınıza rağmen, bazen hiçbir şey işe yaramaz ve çocuğunuzu
sakinleştirmeniz mümkün olmaz. Bu durumda en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. Bu
aslında tüm seçenekler arasında uygulaması en zor olanı. Kabul ediyoruz ki onun üzgün
haline kayıtsız kalmak ebeveynler için çok zor. Ancak bazen siz ilgilendiğiniz sürece kriz
uzayıp gider. Arkanızı dönüp uzaklaştığınızda çocuğunuzun iradesine ve gücüne bağlı
olarak 2 – 10 dakika içinde sakinleşmeye başlayacaktır. Daha sonra ailenin geri kalanına
kendi isteğiyle katıldığını göreceksiniz. Tabi yanından uzaklaşırken kesinlikle kendisine
zarar vermeyeceği bir ortamda olduğundan emin olmalısınız!
Her çocuğun özel ve biricik olduğunu unutmamak gerekir. Bu yöntemler, her
çocuk için geçerli olmayabilir. Sizin çocuğunuzu sakinleştiren çok özel yöntemleriniz
olabilir. Eğer varsa lütfen bizimle ve çevrenizdekilerle paylaşın. Ve son olarak
unutmayın ki öfke nöbetlerinin hiçbiri kalıcı değildir. Çocuğunuzun neden bu krizi
yaşadığını fark etmeniz ve tepkilerinizi buna göre ayarlamanız süreci en iyi şekilde
atlatmanızı sağlayacaktır.
Sevgiler,
Psk. Diyar Meriç UÇAK
KİTAP ÖNERİSİ : * BÜTÜN BEYİNLİ ÇOCUK / Yazar: Daniel J. Siegel & Tina Payne
Bryson
*KORKMA İYİ BİR ANNESİN / Yazar: Saniye Bencik KANGAL